Ebony tanrıçası, dolgun kıvrımlarıyla bir film seti boyunca gezindi, tam ekranda bol göğüsleri vardı.Kamera lens, kusursuz teninin her santimini, karşı konulmaz cazibesini vurgulayan her eğrisini yakaladı. Şehvetli dudakları, izleyiciyi arzusunun tatlılığını tatmaya davet ederken, gözleri haylaz bir parıltı ile parladı. Sahne açıldıkça, etin zevklerine dalan, arzularının derinliklerini hayal gücüne hiçbir şey bırakmayan bir hevesle keşfediyor. Çarpınan yarrağından baştan çıkarıcı göte kadar, her an ham, katkısız tutkuyla doluydu. Kamera, her detayı, her inlemeyi, her nefesi yakalarken, siyah büyücü izleyiciyi nefessiz bırakan bir arzu dansında merkez sahneye çıktı. Bu sadece bir film değil, günlük yaşamın yüzeyinin altında yatan ham, filtresiz tutkunun bir vasiyetiydi.